5 Ocak 2011 Çarşamba

İtibar ve itibar yönetimi

itibar1

İtibar genel olarak, her türlü organizasyonun dış paydaşları ile birlikte vatandaş algılamalarını da ihtiva eder. İyi bir itibar her kişi ve organizasyon için yaşamsal bir öneme sahiptir. İtibar aslında soyut bir değer olmasına karşın etkisi somut değerin çok üstünde olabilmektedir.

İtibar, Arapça bir kelime olup saygı görme, değerli ve güvenilir olma durumu, saygınlık ve prestij anlamında kullanılmaktadır (TDK Türkçe Sözlük).

İtibar genellikle algılamalardan beslendiği için, algıda organizasyonla ilişki kuran herkes ve organizasyonda bulunan kişileri kapsar. Dolayısı ile ilişkideki herkesin organizasyona yönelik bilgi, düşünce ve duygusal tepkilerinin kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir.

İtibar diğer bir değişle Kamuoyunun Organizasyonla ilgili olumlu yada olumsuz düşüncelerinin aritmetik ortalamasıdır. Ancak esas bu organizasyonun paydaşları ile olan ilişkilerindeki paydaşların duygu ve düşüncelerinden oluşan algı bütünlüğünün sonucu oluşan bir olgudur.

Mesela Kurumların başarısı için itibarlı olmak çök önemlidir. Bu durumu gerçekleştirebilmesi için fiziksel, ekonomik ve özellikle kurumun entelektüel değerlere daha önem vermesi gerekmektedir. İyi bir itibarın özel ve kamu kurumlarında büyük bir rekabet avantajı sağlar. İtibar aynı zamanda Sivil Toplum Kuruluşlarının da toplum algısında ve başarı ve başarısızlıklarında etkili olur.

Kuruluşların itibarı önemlidir. Kamuya iletilmek istenen mesajların hedef kitlelere kolayca iletilmesini sağlar. İnsanlar bir kuruluşla iş yapmak, ona katılmak veya ilişkiye girmek istediklerinde o kuruluşun itibarını dikkate alırlar.

İtibar soyut bir kavram olduğu için mesela akıllı girişimciler iyi bir yatırımın; doğru insanlarla, doğru zamanda ve iyi bir itibarı olan kuruluşlarla iş yapmayı yeğlerler. İyi bir itibar o kuruluşun marka değerini de belirler.

Çok ilginçtir ki İtibarı değeri, ancak itibar kaybolduktan sonra anlaşılmaktadır. Toplumun duygusal tepkileri ( Yapısal-dağınık, iyi-kötü, güçlü-zayıf, kimlikli-kimliksiz v.b) İtibarın oluşmasında etkileri yüksektir. İtibarlı bir kuruluşun itibarsız bir kuruluşa göre avantajlı hale geçerler. Krizlerden daha az etkilenirler çünkü ilişki kurdukları firmalar daha toleranslı davranır., Ürünleri daha düşük tutarlara ve vadeli alabilirler, performansı yüksek ve özellikleri yüksek olan işe alınacak elamanları bünyelerine daha kolay katarlar..

Kimlik ve imaj, itibar yönetiminin en önemli iki boyutudur. “Kişilik kavramı; 1-Bir kimseye özgü belirgin özellik, şahsiyet… 2-Kendi varlığının bilincinde olan kişinin psikolojik açıdan taşıdığı birey olma özelliği; bilinçli bireylik…3- Kişiyi ötekilerden ayıran bedensel ve ruhsal özelliklerin tümü; karakter…4-Bir kişinin diğer kimselerden az veya çok ayrılık gösteren görünüşü 5-Bir insana yakışacak nitelikteki davranış; insanca davranış; insaniyet; insanlık; adamlık; iyilik…

Yaklaşık on kadar tarifi olan “kişilik” kavramının sadece ilk beş anlamını ve karşılıklarını buraya aldım.

Görüldüğü gibi her ifade bir bütünün parçası ve derinliğini yansıtıyor”. (Prof Dr Ramazan Demir Kimlik ve kişilik makalesinden)

Kısaca kurumun karakterini, değerler sistemini ifade eder. Kimlik ise; Kurum içinde çalışma süresince yaşanan deneyimler, çalışma tarzları, kurumsal kurallar, kurum kültürü, kuruma ait başkalarının görüşlerini ifade eder. İmaj ise müşterilerin, tedarikçilerin, hissedarların yani dış paydaşla kimliği etkiler bulunduğu mevcut durumunu anlatırken; kimlik ise çalışanların kurumla ilgili düşüncelerinden oluşmaktadır. Kurumsal imaj ise, müşterilerin, tedarikçilerin, hissedarların, daha genel anlamda kamuoyunun Kuruma olan bakış açılarının toplamından oluşur.

“Kimlik konusuna gelince; bu kavramın sözlükteki karşılığı “kişilik” kavramına göre daha sade ve kısadır;

Kimlik: 1-Bir kimsenin toplum içinde, insana özgü olan özellik ve niteliklerle belirli bir insan olmasını sağlayan şartların bütünü; hüviyet… 2-Bir kimsenin kim olduğunu tanıtlayan belge; kimlik belgesi; kimlik kartı; hüviyet kartı”…(Prof Dr Ramazan Demir Kimlik ve kişilik makalesinden)

“Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki; kişilik ile kimlik farklı değerlerdir. Kimliğe göre kişilik, kişiliğe göre kimlik tayini yapılamaz. Bunu böyle varsaymak veya iddia etmek doğru bir yaklaşım değildir.” (Prof Dr Ramazan Demir Kimlik ve kişilik makalesinden)

Kimlik ve imaj arasında mantıklı bir bağ vardır. Kimlik ve imaj arasındaki bu bağ, kurumun itibarını ve markasını güçlendirmektedir marka vermeden bir örnek verecek olursak Bir kurum kendini bir üründe lider olarak ifade ediyorsa, buna karşın müşterilerde kurumu her konuda beğeniyorsa kurumun kimliği ile imajı arasında güzel bir bağ vardır.

Kurum kendi itibarını güçlendirmek için, Paydaşlarını iyi tahlil etmesi gerekir, onların kurum algısının ne olduğu piyasadaki diğer rakip kurumlar varsa onlara göre nasıl bir itibarları olduğu zayıf ve gülcü yönleri belirlenmelidir.

Bu hadise aynı bireysel itibar gibidir. Bireysel itibarı da yaşadığınız çevrede arkadaşlarınızın, komşularınızın, esnafın, diğer ilişkide bulunduğunuz kişilerin olumlu yada olumsuz görüşlerinin ortak bir paydasıdır. Eğer çevrenizde olumlu bir itibar bırakırsanız itibarınız çok çabuk artar, İtibarınızın zedelenmesi de çevrenizdeki size olan olumsuz algıların artması ile hızlı bir şekilde itibarınızı kaybedersiniz. Kurumlarda böyledir. Çevredeki bu olumsuz hadiseler için muhakkak stratejik bir plan yapılmalı ve itibar yönetilmelidir.

İtibarı yönetmek için bilinen üç yol izlenir. 1.Proaktif, 2 Savunma, 3 Koruma. Kurumun itibarının yapılandırılması ve itibarın korunmasının birlikte düşünülmesi yani Proaktif bir yaklaşım. İtibarın her türlü tehdit ve riskleri göz önüne alarak bu tip tehlikelere karşı itibarın korunması yani savunma sisteminin kurulması. Kurum itibarını sürdürülebilir hale getirmek için itibarın korunması ve güçlendirilmesi için bir dizi faaliyet yapması gerekir. Buna da koruma faaliyeti diyoruz.

Hiçbir şey kurumun itibarından daha önemli değildir” derler. Çünkü Bir kurum itibarını kaybederse bu itibar kaybının maliyeti ekonomik olarak değer kaybetmesinden daha vahimdir. Çünkü kaybedilen ekonomik değeri bir şekilde kazanabilirsiniz ancak kurumun üzerine yapışan itibarsızlığı kaldırmanız çok zordur. Tekrar eski itibarınızı yakalamanız hem zaman açısında hem maddi olarak bakıldığında çok zordur. Süreçler tekrar tek tek ele alınıp iyi yönetilirse ancak eski itibarınız yakalanabilinir.

İtibar, bir kurum için insan kaynağı, sermaye, organizasyon, varlıkları kadar önemli bir değerdir. Eğer iyi yönetilemezse sonuçları hem kurum hem çalışanları açısından çok iyi sonuçlar vermeyebilir..